![]() |
Acil Aşk Aranıyor... amatör yazılmış 18. Bölümün tahmini Senaryosu... ilk tahmin...
1. Sahne Hotel Havuzu /iç mekan Gece

Ve Sinan sunitenefüs yaparken sayıklamaya başlar.
SİNAN: Nisan hadi! hadi Nisan nefes al...! hadi hayatım korkutma beni! (sağ elini kendi başına götürüp saçlarını karıştırarak) bırakma da sakın beni...
2. Sahne Hotel Lobisi ve Hotel önü/iç ve dış mekan Gece
Katil kaçarken Abidin onu görür ve Nisan'ın tehlike de olduğunu anlar Hotel'in kapısında duran güvenliğe yakalamaları için receptionistlere de polis çağırmalarını söyler
ABİDİN:(Güvenliklere bakarak) Yakalayın şunu tehlikeli Kendisi hapisden kaçmış (Receptionistlere bakarak) Polis çağırın hemen...
Güvenlik Katili yakalar yakalamaz Katil söylenmeye başlar... O sıra da Berzan ve Ayla Arabadan evlenme teklifine Şaitlik yapacaklarını sanarak mutlu inerler ve Giriş kapısından girerken bir durum olduğunu anlarlar ve Katil teytitler savururken Nisan'ı zincirlere ve ağırlığa bağlayarak Havuz'a attığını ve Sinan'ın şimdi onu kurtarmakla uğraştığını da sevk duyarak söyler.
bunları duyan Ayla ve Berzan kısa süreli şaşa kalırlar ve Berzan hemen ardından Receptioanistlere Polisi aradınız mı diye sorar evet diye cevap veren receptionistlerden birine Berzan Ambulans da çağırmasını söyler. ve o sırada Abidin Katile saldırmaya çalışırken Ayla önden Havuza doğru koşarken Berzan da Abidini engellemeye çalışır...
AYLA: (Gülümseyerek Arabanın kapısını açarak ve inerken) Bu Evlenme teklifi kimin fikri idi?!
BERZAN: (kapısını kapatarak) Sinan'ın fikri idi... kapasana şu kapını canım...
AYLA: (kapısını kapatarak ve gözü içere ye takılarak) ne oluyor orada?!
BERZAN: (arkasına bakarak) Abidin değil mi o?! bir durum var galiba?!
AYLA: ne yaptı acaba yine?!
BERZAN: gel bir bakalım...
3. Sahne Hotel Lobisi/iç mekan Gece
Ayla ve Berzan içere girerler...
ABİDİN: (bağırarak) NASIL KAÇTIN SEN HAPİSTEN?!
KATİL: (sevk alarak) zor olmadı hiç! sen nasıl kaçtığımı falan onu boş ver Ben amacıma ulaştım...
ABİDİN: (bağırarak ve saldırarak) NE DİYON LAN SEN?! NE YAPTIN NİSAN'A?! SÖYLE NE YAPTIN KARDEŞİME?!
AYLA: (şaşkın sessiz ve Berzan'a bakarak) Nisan mı dedi o?!
KATİL: (sevk alarak) Nisan'ı zincirlere ve 10 kilo ağırlığa bağlıyarak Havuz'a attım onu!!! Sinan şimdi onu kurtarmaya uğraşıyordur... Kurtarıyım derken çok su yutup kendi de boğulmadıysa tabii?!
ABİDİN: (bağırarak ve saldırarak) ÖLDÜRÜRÜM LAN SENİ!!! KARDEŞİM'E VE SİNAN HOCAM'A BİRŞEY OLMUŞ OLSUN GELİR ÖLDÜRÜRÜM SENİ!!!
BERZAN: (Abidin'i engellemeye çalışarak) tamam dur Abidin!
ABİDİN: nasıl durayım Berzan Hocam?! duymuyor musun Herif ne diyor?!
BERZAN: (Abidin'e bakarak) duyuyorum!!! duyuyorum!!! (Receptionist kız'a barak) Polis'i aradınız mı?!
REPEPTİONİST KIZ: evet Efendim...
BERZAN: o zaman iki tane Ambulans da çağırın...
RECEPTİONİST KIZ: peki efendim...
ABİDİN: (Berzan'a bakarak) neden iki tane Ambulans istedin?
BERZAN:(Abidin'e bakarak) Sinan'ın ne durum da olduğunu bilmediğimizden ikinci yi ona istedim...
ABİDİN: (Berzan'a bakarak) mantıklı...
Hemen ardından Ayla önden Havuz'a koşar ve Berzan Ayla diye seslenir dur bekle diye ve Peşinden koşarak peşlerinden gitmek isteyen Abidin de durun beni bekleyin diye seslenen Abidin'e Berzan kalıp Polisleri bekleyip olanları söyleesini ve ilk yardım ekiblerini Havuz'a yönlendirmesini söyler
Ayla Havuz'a koşarken...
BERZAN: (Ayla ya seslenerek) DUR BENİ DE BEKLE!!!
AYLA: (geri seslenerek) BEKLEYEMEM!!!
ABİDİN: (seslenerek) BENDE GELİCEĞİM BEKLEYİN...
BERZAN: (koşarken Abidin'e geri seslenerek) SEN GELME POLİSLERİ BEKLE ADAM'I TESLİM ET OLAN BİTENİ ANLAT VE İLK YARDIM EKİBLERİNİ HAVUZ'A YÖNLENDİR...
ABİDİN: (geri giderek) TAMAMDIR HOCAM...
4-5. Sahne Hotel, Lobi ve Balo Salonu/iç mekan Gece
O sırda gelen Polis arabalarından ve Ambulanslardan çıkan siren sesleri Hotel sakinlerini ve balo salon'nundakileri meraklandırır ve herkes Lobi ye giderken Abidin ifade veriyordur ve Katil tutuklanırken Malik katili görüp Sinan arkadaşı olduğunu hatırlar
ABİDİN: (Polis'e ifade verirken) zaten bir yıldır aranıyormuş şikayet için gittiğimde öğrenmiştim... ya ifadem bitti ise gidebilirmiyim arkadaşlarımı merak ediyorum?!...
POLİS MEMURU: Tamam gidebilirsiniz...
MALİK: (sesli düşünerek) Bu Sinan Hoca'nın garip arkadaşı değilmiydi?!
o sıra da Ayla ve Berzan Sinan'ın yanına Havuz'a varmışlardır Kalp masajı yapan Sinan'ın durumu Ayla ve Berzan hiç beğenmemişlerdir çünkü Sinan Doktor olsa da söz konusu kişi sevdiği Kadın olduğu için paniklemiştir.
SİNAN: (Kalp masajı yaparken) Hadi Nisan... Hadi Hayatım... Hadi Aşkım... geri dön lütfen geri dön...
AYLA: (Şaşırarak) Sinan... Sinan canım ne yapıyorsun sen?!
SİNAN: (delirmiş gibi hem kalp masajı hem sunitenefüs yaparken) görmüyor musun abla?! sunitenefüsle Kalp masajı yapıyorum...
AYLA: (endişe ederek) Görüyorum canım...
SİNAN: (Sinirlenerek) o zaman neden soruyorsun?!...
AYLA: (endişe ederek) Tamam tamam sormadım... (Berzan'a bakarak sessizce) Yanına git Nisan'ı devir al...
BERZAN: (Sessizce) tamam... (Sinan'ı kolundan tutarak) Sinan bana bırak... yorulmuşsun... hem titriyorsun belli ki üşüyorsun...
SİNAN: (titreyerek) hayır bırakamam... hem nasıl bırakayım hayatım o benim...
BERZAN: Bana güvenmiyor musun...?
SİNAN: (üzgün bir halde) ne alakası var...? güveniyorum elbette...
BERZAN: (Sinan'ı yana çekerek) o zaman bırak ben devam edeyim...
AYLA: (Sinan'ı yanına çekerek) gel canım yanıma...
tam da o sıra da Abidin içere girer... ve peşinden ilk yardım ekipleri girer...
SİNAN: (ağlayarak) ya abla ne olur ona bir şey olmasın... O ölürse ben bu durumla baş edemem...
AYLA: (Sinan'a sarılarak saçını başını okşayarak) olmayacak ona birşey merak etme canım...
SİNAN: (duvar'a yaslanarak ve çömelip başını 2-3 kez duvar'a vurarak ve ağlayarak) ölme Nisan... lütfen ölme... ölme aşkım... abla ölmesin... ne olur ölmesin...
AYLA: (Sinan'ı teselli ederek) ölmeyecek o...
ABİDİN: (Sinan'a bir tokat atarak) ona birşey olmayacak anladın mı?! olmayacak...
o esnada ilk yardım ekipleri girerler ve Berzan Nisan'ın durumunu stabilleştirmiştir
BERZAN: (Yardım ekiblerine söyleyerek) Durumu stabil... yalnız bir an önce F.A.Ü Tıp fakültesine ve Araştırma Hastanesine gidilecek...
AMBULANS DOKTORU: tamam Doktor bey...
Nisan'ı sedye ye yatırıp götürürken Sinan kendisini tutan Ayla ve Abidinden kurtulur ve ekipler le gider...
SİNAN: (Ayla ve Abidinden kurtulmaya çalışırken) bırakın beni onun yanında olmam gerek...
AYLA: (Sinan'ı tutmaya çalışarak) dur Sinan ekipler sana da bir baksın...
ABİDİN: (Sinan'ı tutarken) Ayla haklı Hocam...
SİNAN: (Ayla ve Abidinden kurtularak) yok benim birşeyim... Nisanla gitmek istiyorum...
AYLA: Bırak ekipler sana bir sakinleştirici yapsınlar
SİNAN: (Ayla ya bağırarak) YA İSTEMİYORUM... ONUN HER ANINDA AYIK OLMAM GEREK UYUŞMUŞ DEĞİL...
Diyerek ekiplerle gider Sinan o sırada diğerleri olup biteni merak ederler ve ambulans'a binen Nisan ve Sinan'ı Kameralar çekerler
SPİKERLERDEN BİRİ: Bu bir aşk Hikaye'nin mutsuz sonu F.A.Ü Tıp Fakültesi ve Araştırma Hastanesi'nin Doktorlarından Sinan Akyürekli bu Gece sürpriz bir Şekilde aynı Hastanede ki Doktorlarından Nisan Sönmez'e Tıp Balosunda giydikleri Balo Kıyafelerini tekrar kiralayarak ve aynı ortamı yaşatarak Masalsı bir evlenme teklifi yapacakken Sönmezin İzmirde çalıştığı zamanlarda bir hastasını kaybettiği için hasta'nın Nişanlısı Sönmez'i öldürmeye yemin ettiği için İstanbulda bile peşine düşmüş ve amacına ulaşmak için bu Gece yi seçmiş ve Sönmezi 10 kilo ağırlığa ve zincirlere bağlayıp bu bulunduğumuz Hotel'in Havuz'unda boğulması için suya atmış... Doktor S. Akyürekli de suya atlayıp Sevgilisini sudan çıkarsa da Doktor N. Sönmez kendine henüz gelememiştir...
8. Sahne Hastane koridoru ve Travma odası/iç mekan Gece
Bunları Duyan Malik ve diğerleri endişelenirken... başta Sinan olmak üzere Ayla Abidin ve Berzan tövbe ve sabır çekerler ve ambulansa arabalara ve Taksilere binip Hastane ye giderler...
Berzan Nisan'ın sedyesi ile travma odasına girer Sinan da girmek ister ama Ayla girmemesi için elinden geleni yapar ancak Sinan girer...
BERZAN: Sinan lütfen çıkar mısın...?
SİNAN: (sinirlenerek) Bende Doktor'um unuttun mu?! hem O benim Sevgilim...
BERZAN: hayır unutmadım... ama bak kendin diyorsun o senin Sevgilin diye... yani sen şimdi bir Doktordan çok Hasta yakınısın... ve sende bir Doktor olarak bilirsin ki Hasta yakını Doktor olsan da travma odalarına ve ameliyathane ye giremezsin... şimdi bırak işimi yapayım...
SİNAN: (Berzan'ı haklı görüp sinerek) Peki Abi...
aradan zaman geçer ve zaman Geçerken Sinan deli danalar gibi dolaşır kendi etrafında Ayla ise beklerken omuzunda uyuya kalan Abidin'e kıyamadığı için kıpırdamadan oturur... bir süre sonra Berzan çıkar... bunun üzerine Sinan ve Ayla yerlerinden fırlarlar ve Ayla'nın fırlaması ile Abidin de uyanıp yerinden kalkar... ve Berzan konuşmaya başlamadan diğer herkes te Berzan'ın başına toplanırlar... ve Berzan konuşmaya başlar...
9. Sahne Hastane Koridoru ve Yoğun bakım önü/ iç mekan Gece
BERZAN: (etrafında ki herkesin yüzüne bakarak) Nisan bilindiği gibi çok su yutmuş ve bu sebeple boğuulmuş diyebilirim nabzı halen zayıf bu sebeple kendisini Müşaade odasına alacağız bende saat başı yanına gireceğim... bu arada Nisan'ın dinlemesi için uyku ilacı verdim yarına kadar uyanmaz... (Ali ve İpeğe bakarak) siz Nisan la Müşaade odasına gidip monitora bağlayın Nisan'ı bende elimi yüzümü yıkayıp geleceğim...
ALİ: peki Hocam... (İpeğe bakarak) hadi İpek...
İPEK: geliyorum...
BERZAN: ( Asuman'a bakarak) Asuman sende Sinan'a boş bir oda bulup yatmasını sağla hatta duş alıp üzerine kuru birşeyler giysin öncesinde yoksa bu gidişle bir de onu müşaade ye alacağız...
ASUMAN: tamam hocam... hadi Sinan Hocam...
SİNAN: (hapşırarak) ya yok benim birşeyim diyorum...
BERZAN: (Sinan'ı ciddi ye almayarak) hı hı yok tabii birşeyin bunu da hapşıran sevdalı Doktor Sinan Akyğürekli diyor... Oğlum bari şu üzerinde ki ıslak kıyafetlerinden kurtul sıcak bir duş yap kuru şeyler giy ve sıcak çorba çay falan iç beklerken...
AYLA: (Sinan'a bakarak) Berzan haklı...
SİNAN: (Ayla ve Berzan'a bakarak) tamam tamam... ama birşey olursa bana hemen haber vereceksiniz (Maliğe ve diğerlerine bakarak) Ayla veya Berzan bana haber vermezlerse siz vereceksiniz tamam mı? (Ayla ve Berzan'a bakarak) bunların vermeme ihtimali (diğerlerine bakarak) var çünkü ve eğer biriniz bile haber vermezse elimden çekeceğiniz olacak...
MALİK: tamam Sinan Hocam...
10. Sahne Hastane Koridoru, Yoğun bakım odası ve Duş ve Doktor Gardrobu/ iç mekan Sabah Karşı
Sinan duşa girer ve duş yaparken Aklın'a ilk olarak Sinan'ın duştayken Nisan'ın tuvaleti geldiği anı gelir aklına ve ardından sapanca da Sinan'ın Nisan yanmasın diye ıslattığı anısı gelir aklına onun ardından da Nisan'ın fıskiyelerle ıslanması gelir ve Havuz düşmesi gelmişttir ki üperir ve duşunu bitirip çıkar duştan... ve giyinip Müşade odasının önünde duran Abidin'ın yanına gider ki Berzan, Ali, İpek, Asuman ve Ayla oda ya doğru koşarlar Ayla Aliden ve Abidinden Sinan'ı tutmalarını ister ve içere girer Sinan'ı tutmakta zorlanan Ali ve Abidin oradan bulunan hasta bakıcılardan yardım isterler ama Sinan ellerinden kurtulur...
AYLA: (Abidin ve Ali ye bakarak) Sinan'ı tutun... girmesini engelleyin...
ALİ: Peki Ayla Hocam...
ABİDİN: tamam Ayla Kanki...
SİNAN: (bağırarak) BIRAKIN BENİ... BIRAKIN DİYORUM BENİ...
ALİ: (Hasta Bakıcıları çağırken) Abi bir gelip yardım edin... Sinan Hoca yı tutmamız gerek...
Hasta bakıcılar tam giderken Sinan Abidin ve Ali'nin ellerinden kurtulur... ve oda ya girer ki Nisan'ın Kalbi durmuş ve Berzan Defiblatörle geri getirmeye çalışıyordur
ALİ: Peki Ayla Hocam...
ABİDİN: tamam Ayla Kanki...
SİNAN: (bağırarak) BIRAKIN BENİ... BIRAKIN DİYORUM BENİ...
ALİ: (Hasta Bakıcıları çağırken) Abi bir gelip yardım edin... Sinan Hoca yı tutmamız gerek...
Hasta bakıcılar tam giderken Sinan Abidin ve Ali'nin ellerinden kurtulur... ve oda ya girer ki Nisan'ın Kalbi durmuş ve Berzan Defiblatörle geri getirmeye çalışıyordur
Sinan içere fırlar ve Nisan'a geri dönmesi için yalvarır...
SİNAN: (Hastane yi yankılatır şekilde) NNNNNİİİİİSSSSSAAAAANNNNN... (Ağlayarak) beni bırakma lütfen... gitme lütfen... Geri dön Nisan... Geri dön...
SİNAN: (Hastane yi yankılatır şekilde) NNNNNİİİİİSSSSSAAAAANNNNN... (Ağlayarak) beni bırakma lütfen... gitme lütfen... Geri dön Nisan... Geri dön...
bunları söyleyen Sinan'a herkesin içi parçalanır... o Sıra da ve bundan sonrada ki sahnelerlerde Sezen Aksuyun Geri dön Şarkısı çalar ki sahne daha duygu yüklü olsun... Müzik nedeni ile sahnelerde diyolog sesleri olmaz... ve hareketlerden anlaşılır ki Ayla ise Asuman'a Ali ile Abidin'in Sinan'ı almasını söyler...
AYLA: (Asuman'a bakarak) Ali ile Abidin'e söyle Sinan'ı alsınlar...
ASUMAN: Tamam Ayla Şefim...
SİNAN: (bağırarak) HAYIR HİÇ BİR YERE GİTMEYECEĞİM...
Ali ile Abidin içere girip Sinan'ı alırlar...
SİNAN:(bağırarak) HAYIR BIRAKIN BENİİİİ...! NİİİİSSSSAAAANNNN GİTMMMEEEE!!!!.... GİTMEEE NİSSSAAAAANNNNN....
Sinan ve Nisan'a üzülen İpek, Yıldız ve Asuman göz yaşlarını tutamazlar... o sıra da sabah olmuştur
AYLA: (Asuman'a bakarak) Ali ile Abidin'e söyle Sinan'ı alsınlar...
ASUMAN: Tamam Ayla Şefim...
SİNAN: (bağırarak) HAYIR HİÇ BİR YERE GİTMEYECEĞİM...
Ali ile Abidin içere girip Sinan'ı alırlar...
SİNAN:(bağırarak) HAYIR BIRAKIN BENİİİİ...! NİİİİSSSSAAAANNNN GİTMMMEEEE!!!!.... GİTMEEE NİSSSAAAAANNNNN....
Sinan ve Nisan'a üzülen İpek, Yıldız ve Asuman göz yaşlarını tutamazlar... o sıra da sabah olmuştur
ve Nisan'ı geri döndürmeyi beceren Ayla ve Berzan... Ali ve Abidin'in Sinan'ı tutmalarına rağmen debelenenen Sinan'ın yanına Berzan Ve Ayla giderler ve iyi olduğunu söylerler ki Sinan rahatlayıp güler ve herkese tek tek sarılır ve herkeste bir birilerlerine sarılırlar Yıldız'a da sarılan Sinan yüzünden Malik kıskançlık duygularına girmiştir... bundan da bir komedi sahnesi çıkar Abidin ise o kadar sevinir ki Kıskançlıktan kuduran Maliği bir yanına Ali yi diğer yanına katarak zıplar Ali ve Malikte Yıldız ve İpeği katarlar yanlarına ve devam ederek zyıplarlar... bu durum'a Berzan ve Asuman gülerken Ayla Şef olarak Hastane de olduklarını hatırlatmak sorunda kalır... o sıra da Sinan dayanamayarak Nisan'ın yanına girer ve Nisan'ın yakınında ki yatağı Nisan'ın yanına çekip yerleştirip yatağa uzanır elini tutar ve tutar tutmaz aklına Nisan'ın ellerini tuttuğu anları hatırlar ve Nisan'ı izlemek isterken uyuya kalır... Sinan yokluğunu fark eden Ayla Müşade odasına girer ve Sinan'ı görür ve yüzünde tebesümle çıkar ne olduğunu herkes merak ederler Ayla da onlara Sinan ve Nisan'ı gösterir bu güzel manzara sonrası Herkes rahat bir nefes alır Malik ve Ali de oda'nın önünde bekleyen herkese içecek ve yiyecekler dağıtırlar... Akşam'a doğru Nisan uyanır ve yanında uyuyan Sinan'ı uyandırmamak için kıpırdamadan yatsa da Sinan kısa süre sonra uyanır... ve Nisan'ın önce tutuğu elini ardından anlını öper ve dudağından öperken Ayla girer içere Nisan'ı kontroll amaçlı...
SİNAN: (Nisan'a bakarak) beni çok korkuttun... (elini öperek) bir daha böyle bir korku yaşatma bana... (anlını öperek) Seni çok seviyorum... (Dudağından öperek) delirecek gibi oldum...
AYLA: (utanarak ve geri geri çıkarak) pardon... pardooonnn... çıktım ben...
Bunun üzerine Nisan Sinan'a ne söylemesi Gerektiğini bilemez çünkü suçluluk duyar...
ve hızla günler geçer Sinan da Nisan ileştiğine göre artık hesap sorabilirim düşüncesine kapılır ve fark etmeden kendini Nisan'a karşı doldurur ama bunu yaparken Nisan'ın zaten yeterince kendini suçladığını ve üzüldüğünü görmez... bu konuşma esnasında Abidin de oradadır...
SİNAN: (kantinde Nisanla konuşmak isterken) Nisan artık konuşsak mı?!...
NİSAN: (tedirgin) neyi Sinan?!...
SİNAN: (gergin) neyi olacak?!... neden bana böyle bir Tehlike'nin için de olduğunu anlatmadın?!
NİSAN: (üzgün) anlatamazdım...
SİNAN: (gergin ve Bağırarak) NASIL ANLATAMAZDIN?!... ANLAMIYORUM Kİ BİR İNSAN NASIL BU KADAR DÜŞÜNCESİZ OLUR DA ETRAFINDAKİLERİ BÖYLE BİR TEHLİKENDEN UYARMAZ...
NİSAN: ( iyice üzülür) ama... ama... ama...
SİNAN: (bağırarak) AMA NE NİSAN?! AMA NE?!...
NİSAN: ( ağlamak üzereiken) belli beni dinlemeye niyetin yok...?! daha çok yargılamaya gelmişsin...
diyerek üzülüp Gözleri dolu gider... bunun üzerine de Abidin Sinan'ı azarlar...
ABİDİN: (Sinan'a kızarak) SEN NE YAPTIĞINI SANIYON LAN?!
SİNAN: bir git ya Abidin birde seninle uğraşmıyım...
ABİDİN: UĞRAŞIRSAN UĞRAŞ... GÖRMÜYOR MUSUN?! KIZ YETERİNCE ÜZÜLÜYOR ZATEN FARKINDA DEĞİL MİSİN?! HERKESTEN UZAK DURMAYA ÇALIŞIYOR OLAYDAN BERİ...
SİNAN: ya Abidin böyle birşeyi nasıl söylemez...
ABİDİN: Söyleyemedi çünkü?!
SİNAN: (bağırarak) ÇÜNKÜ NE?! ÇÜNKÜ NE ABİDİN?!
ABİDİN: (geri bağırarak) DİNLE LAN...
SİNAN: tamam tamam anlat dinliyorum...
ABİDİN: anlatamadı çünkü O Pislik Nisan'ı seninle teytit etti... sana anlatırsa ve Polise giderse Seni öldüreceğini söylemiş Nisan'a!!!
SİNAN: (şaşkın) nasıl yani?! hem sana söylemiş ama?!...
ABİDİN: Evet bana söyledi çünkü bin yıllık arkadaşım da hatta Kardeşim de bir durum olduğunu gördüm ve onu zorladım anlatmaya!!! hani sizin ilk sevgili olduğunuz gün vardı ya hatırlıyor musun?!
SİNAN: evet Hatırlıyorum...
ABİDİN: ha işte o gün bura ya gelip Nisan'a Sinandan uzak durmazsan onu öldürürüm demiş...
bunun üzerine Sinan Nisan'ın kendisine iyiliğiniz için sizden uzak duruyorum dediğini hatırlar...
ve Abidin devam eder...
ABİDİN: o Günün Gecesi siz birşeyler yapmak istemişsiniz...
SİNAN: evet...
ABİDİN: ha işte o Gece Nisan dolabında bir not bulmuş ve tekrar Polise giderse veya sana birşey söylersen öldüreceğini yazmış... Nisan da telaşla yanına koşmuş ve seni yollamış...
Sinan o anı da hatırlamıştır... ve Abidin yine devam ediyordur...
ABİDİN: Seni yolladıktan sonra o Pislik Nisan'ı arabaya bindirip Nisan'a arabayı sürmesini söylemiş Nisan benim Haberim var diye de çaktırmadan beni aramıştı ve bende Ağva yoluna gittiklerini böylece öğrenmiş oldum... ve polise haber verdim... bu sebeple sana geç gelmiştik işte...
Sinan da bu o Gece aradığında meşgul çalan telefonu'nu hatırlamıştır... ve artık ne yapacağını bilemez ve bu Nisan'a nasıl yaklaşması gerektiğini bilmediğinin de anlamına geliyordur...
böylece birbirilerinden uzak durarak 1-2 hafta geçmiştir...
böylece birbirilerinden uzak durarak 1-2 hafta geçmiştir...
ve Nisan artık Sinan'ın kendisini sevmediği düşüncelerine kapılmıştır... Sinan da farkına varmadan bunu isbatlar davranışlarda bulunuyordur... ve Nisan artık dayanamadığı için bir karar almıştır ve önce Abidin'e söyler bunu ve Abidin'in bunun kimse ye söylememesini rica eder... Abidin de Nisan'ın kırgın halini görünce üstelemeden kabul eder...
NİSAN: (kırgın ve üzgün) Abidin ben bir karar aldım...
ABİDİN: neymiş o Kankim...
NİSAN: (kırgın ve üzgün) o Pislik Hazır yakalanmışken İzmire Annemin yanına döneyim diyorum...
ABİDİN: Sinan Hoca ne olacak peki Kankim?!..
NİSAN: O artık beni sevmiyor ki!...
ABİDİN: Emin misin?!
NİSAN: (üzülerek) evet! eminim!...
ABİDİN: gidip döveyim mi onu...
NİSAN: (bağırarak) AY SAÇMALAMA ABİDİN... NE DÖVMESİ?!...
ABİDİN: peki Kanki sen nasıl istersen...
NİSAN: ha bu arada bu... bu evi boşaltmam demek oluyor... kendine bir yer bulsan iyi edersin...
ABİDİN: Sen ciddisin...
NİSAN: (Üzülerek) elbette ciddiyim...
Sinansa evindedir ve halen ne yapması gerekkeni düşünüyordur evin içinde deli danalar gibi dolaşıp düşünüyordur ki Ayla ya gına gelmiştir evin içinde dolanmasından...
AYLA: ya Sinan artık bir durup otursan diyorum...
SİNAN: ya sus bir abla da düşünüyorum...
AYLA: konu yu alayım...
SİNAN: (anlamayarak) efendim...
AYLA: böyle kara kara düşünüp deli danalar gibi dolaşmana sebep ne diyorum...?!
SİNAN: konu Nisan ve Ben... başka ne olacak?!...
AYLA: orası belli de konu yu biraz açalım...
SİNAN: ya Nisan ileşdikten sonra ona neden anlatmadığını sorayim dedim...
AYLA: ki Senin de bu Kız'a birşey söyleme biçimin genel de acımasız oluyor...
SİNAN: ya ablaaaa!!!!
AYLA: ya yalan mı?! sende kız'a sorayım derken kızı kırdın ki birbirinizin yoluna 2 haftadır çıkmıyorsunuz!!! ve o ya benim ya Berzan'ın yada başka başka Doktorların Asistanlığını yapıyor... ve ikiniz de çok mutsuzsunuz...
SİNAN: (canı sıkılarak) ya Ablaaa!!!!
AYLA: tamam... tamaaammm... sustum...
Ertesi Gün olur... ve Nisan yazdığı tahin dilekçesini Ayla'nın Masasına bırakır bunu Odasına girip bunu okuyan Ayla önce çok şaşırır sonra durum'a üzülür ve ardından Sinan'a öfkelenir ve Sinan'a hesap sormaya koşar...
AYLA: (öfkelenerek Bağırır) SİİİNNNAAANNNN...!!!
SİNAN: (şaşırarak arkasını dönerek) Efendim Abla...?!
buna herkes gibi Berzan da şaşırır... ve Ayla'nın yanına gider...
BERZAN: (şaşırarak) Ayla ne oluyor?!... neden bu kadar hiddetlisin?!...
AYLA: (bağırarak) SEN KARIŞMA... (Sinan'a bakarak) artık için rahatlasın Kız gidiyor...
BERZAN: hangi Kız?!...
SİNAN: (şaşırarak) Nisan mı?!
AYLA: (bağırarak) EVET YA NİSAN...
SİNAN: nereye gidiyor...
AYLA: Kızı nasıl kırdıysan Kız İzmir'e tahini'ni istemiş...
SİNAN: (şaşırarak) ne?! ne gitmesi...
AYLA: al işte bu da Dilekçesi...
SİNAN: (şaşırarak) şaka!!! şaka değil mi?!...
AYLA: (dalga geçerek ve bağırarak) HE HE!!! ŞAKA!!! ŞAKA!!! CANIM KARDEŞİM SENİ GERÇEKTEN SEVEN KIZ, SENİN SEVDİĞİN KADIN GİDİYOR... SANA DİYORUM Kİ ELİMDE KIZIN TAHİNİ'Nİ İSTEDİĞİ BELGE VAR... AL OKU...
Sinan bunun üzerine Ayladan Dilekçe yi alıp okur... ve şöyle yazmaktadır... Ben Asistan Doktor Nisan Sönmez özel sebeplerden dolayı Memleketim İzmir'e tahinimi isterim... imza Asistan Doktor Nisan Sönmez... Sinan bunları okuduktan sonra dilekçe yi Ayla ya verir ve verir vermez Nisan bulundukları noktadan geçerken Sinan la Nisan göz göze gelirler ve Sinan Nisan'ın kırgınlığını yüzünden okur... ve yanına gidecekken Ayla Nisan'ı yanına çekip konuşmak için odasına götürür ve kapı yı Nisan'a çaktırmadan Kapı yı aralık bırakarak Sinan'ın kendisine gelmesi için dinlemesini sağlar...
AYLA: şimdi bana Arkadaşım gerçek sebebini söylesin... neden gitmek istiyorsun... gerçeği söyle...
NİSAN: (üzgün) anlatacak birşey yok aslında...
AYLA: Hadi Nisan dürüst ol neden gitmek istiyorsun...
NİSAN: (üzülerek) ne diyeyim ki?! yada ne demiyeyim?!...
AYLA: sadece gerçeği söylemen yeter...
O sıra da Sinan aralıktan onları ve özellikle de Nisan'a bakarak dinler...

NİSAN: (sesi titreyerek) Gitmek istiyorum çünkü Kimse'nin yüzüne bakamıyorum...
özellikle de Sevdiğim adamın Sinan'ın yüzüne bakamıyorum... o Ona anlatamadığım için kızgın bana kendince de haklı... ama bilmiyor ki ne yaptıysam Seni, Ailem'i, Onu korumak için yaptım yani tüm Sevdiklerim'i korumak için sustum... Gitmek istiyorum çünkü Sinan artık beni sevmiyor ve ben artık bunu bilerek ve his ederek burada duramam... Gitmek istiyorum çünkü Sinan'ı öyle çok Seviyorum ki giderek Sinan'ı kendimden bile korumak istiyorum... Gitmek istiyorum çünkü Sinan'ı öyle çok seviyorum ki Mutlu olsun istiyorum bu bensiz mutlu olacaksa olsunda demek...
bunları duyan Sinan acı çekercesine Sırtını duvara dayayarak gözlerini sıkı yumarak ve ellerini yumruk yaparak ben ne yaptım bu kıza nasıl bu kadar kör olupta üzebildim diye düşünür...
SİNAN: (sessizce kendi kendine söylenerek) bu kız zaten yeterince üzülmüş suçluluk duymuş... Ben nasıl bu kadar kör olup Sevdiğim Kadını bu kadar kırabildim? Ah Sinan sen ne yaptın? bak Sevdiğin Kadın onu nasıl kıydıysan senin yüzünden gitme kararı almış...
AYLA: ( bu kadarını duymayı ummarak) peki gitmek te gerçekten bu kadar emin misin?!...
NİSAN: (sesi titreyerek) evet eşyaları toplamaya başladım bile... Abidin de yardım ediyor hızla biter umarım toplanmam...
Sinan Bunu tekrar Nisan'ı izleyerek dinler ve üzüldüğü için de tekrar aynı tepki yi verir... yani tekrar Sırtını Duvara dayayarak Acı çekercesine Gözlerini yumup ellerini yumruk yapar...
AYLA: ne söylemem gerektiğini inan bilmiyorum Nisan...
NİSAN: deme de zaten... ben çıkayım artık...
diyip çıkan Nisan Sinan'ı görmeden hızla yanından geçer derken Sinan Sağ Eli ile duvarı yumuruklar... ve bunun üzerine Ayla gelir
AYLA: duydun mu?!...
SİNAN: (üzülerek) evet duydum Abla...
AYLA: O halde ne duruyorsun koşsana
SİNAN: evet ya ne duruyorum ben...
o anda Ayla Sinan'ın elini fark eder... ve Sinan'ı durdurur...
AYLA: dur!!! dur!!!
SİNAN: ne oldu yine abla...?!
AYLA: (Sinan'ın elini alarak) eline ne yaptın sen?!...
SİNAN: (elini geri çekerek) yok birşey!!!
AYLA: gel bir pansuman yapayım...
SİNAN: gerek yok Abla...
AYLA: Bence kızın yanına böyle gitme...
SİNAN: niye?!...
AYLA: çünkü Nisan tüm ilgisini sana değil bir doktor olarak eline verir... o zaman konuşamazsınız... ondan...
SİNAN: haklısın galiba?!!!.... tamam o zaman bir an önce yapta gideyim...
bunun üzerinden pansuman yapılacak kadar zaman geçer... ve Sinan üzerinde önlüğü ve stesskopu ile arabasına koşar ve yol boyu kendi kendine Nisan'ın blöf yapıp yapmadığı hakında konuşur...
SİNAN: Nisan sırf beni üzmek için blöf yapıyordur... yok ya ne diyorum ben Nisan öyle hesaplara girmez ki?!... Nasıl hesaplamaz?! Abidin le bana
sevgililik rolü oynamamışmıydı bu kız?! ama gerçi onda Ablamın katkısı daha büyüktü... hem ya blöf değilse? ve gerçekten gidiyorsa?! işte o zaman onu sonsuz'a kadar kaybederim... o zaman hadi Sinan gazla geç olmadan...
ve Sinan kendini böyle yol boyu kendini yerken... Nisan Abidin'in yardım ile evi toparlıyordur... o esna da Sinan'ın yolda aklına birşey gelir ve bunun için Abidinden yardım ister...
SİNAN: (Abidin'i arayarak) Alo Abidin bak şimdi yardımına ihtiyacım var
ABİDİN: (gülerek) Sende bu ara benden hep yardım istiyon Hocam
SİNAN: uzatma Abidin de dinle!!! öncelikle Nisan yanında mı?!
ABİDİN: hayır değil odasında...
SİNAN: tamam iyi o zaman... dinle şimdi... Nisan'ın cep telefonu'nu ve anahtarların tümünü al ve Nisan'ı da odasına kilitle
ABİDİN: ama o kilitli kalmaktan korkar ki...
SİNAN: biliyorum ama bu uzun sürmeyecek... dinle... sonra aşağada ki emlakçıya git... cam mekanı'nın da depo kıralama ilanı vardı git onu kirala ve Nisan'ın banyo mutfak ve yatak odası hariç salonda ki eşyaları yükle kamyonete ve depo ya götür... sonra ben gelince ben eve gireceğim ve sen ikimizi eve kilitleyip bana ineceksin ama bana Nisan'ın odasının ahatarını vereceksin... ve abidin başka bir yeri kilitleme sakın...
ABİDİN: iyide Hocam Depo'nun parası ne olacak...?
SİNAN: Emlakçı ya söyle ben gelir gelmez vereceğim...
ABİDİN: tamamdır Hocam...
Sinan Nisan'ın gitmesini engellemek için ve evden çıkamaması için önceden alış veriş yapmayı planlayıp alış verişe gitmiştir bu sırada Abidin talimatları yerine getiriyordur ve öncelikle Nisan'ı oda ya kilitler... bundan panikleyen Nisan Abidin'e seslenir...
NİSAN: (bağırarak) ABİDİN AÇ KAPI YI...
ABİDİN: (bağırarak) AÇAMAM KANKİ...
NİSAN: NEDENMİŞ O?
ABİDİN: KİMSE GİTMENİ İSTEMİYOR
NİSAN: MESELA KİM...?
ABİDİN: MESELA BEN!!! MESELA SİNAN HOCAM...
NİSAN: ATMA!!! ATMA!!!
Sinan son olarak emlakçı ya para vererek... yukarı çıkmıştır ve hamallar eşyalar dediği gibi kamyonete taşıyordur ki son eşyalarda evden çıkmıştır evden ve Sinan önce kendi evine de uğrayıp üstüne bir kaç birşey alır ve son olarak cebinden Ayla yı arayıp Nisan ve kendi için izin ister ve cep telefonunu evde bırakır...
SİNAN: alo abla...!!!
AYLA: efendim Sinan...
SİNAN: ya abla ben bir plan yaptım kendimi Nisan'a aff ettirmek için...
AYLA: iyi güzel neymiş o?
SİNAN: Öncelikle Abidin Nisan'ın cep telefonu'nu alıp ve tüm anahtarları toplayıp bizi Nisan'ın evine kilitleyip biz de seninle kalacak bu arada ben cep telefonumu da evde bırakıyorum acil birşey olursa gelir kapıdabn söyle çünkü ben Nisan kaçmaması için herşey düşünmek sorunda kaldım yani cep telefonu ile yardım istemesini ve çilingir çağıra bilmesini de düşündüm interneti de yok...
AYLA: peki kaç gün olsun izinleriniz?
SİNAN: 3-5 gün işte Sen ayarla birşeyler...
AYLA: tamam peki Sinancığım...
Sinan bu konuşma sonrası elinde ki torbalarla Nisan'ın evine gider ve Nisan'ın son dediğini duymuştur ve Abidin tam konuşacakken Sinan sözünü keser...
NİSAN: O ARTIK BENİ SEVMİYOR!!!...
ABİDİN: NASIL SEVMİYOR???... BUNU SİNAN...
NİSAN: BUNU SİNAN NE? SİNAN NE ABİDİN...?
SİNAN: (sakince) bunu yapmasını yani seni kilitlesini ben istedim ondan (Abidin'e bakarak sessizce) şimdi gidebilirsin...
ABİDİN: tamam Kanki...
der ve Abidin evden çıkıp evin Kapısını üzerlerine kilitler... Sinan da evin Kapısı üzerlerine kilitlenir kilitlenmez Nisan'ın odasının Kapısını açar... Sinan Nisan'a ardından onu çok sevdiğini söyler...
SİNAN: seni nasıl Sevmiyorum...? Ben seni öyle bir Seviyorum ki şaşırırsın...
Sana birşey olacak diye öleceksin diye aklım gidiyordu...
NİSAN: seviyorsun öyle mi? sevmek bana göre ne biliyor musun?
SİNAN: evet biliyorum Ayla ya bugün anlattığında duydum... seni üzdüm hem de çok biliyorum... Ve gitme ki herşeyi telafi edebileyim...
NİSAN: hayır Sinan artık kalamam...
SİNAN: (üzgün) biliyorum bana kırgın olduğun için bunu söylüyorsun...
NİSAN: evet kırgınım... ama hayır sadece onun için söylemiyorum...
SİNAN: o zaman neden kalamazsın?
NİSAN: (üzgün ve ciddi) evet kırgınım... ve kalamam... ama bunun sadece sana kırgın olmamla yada seni sevmememle alakası yok... aksine... seni çok sevmemle alakası var... kalamam çünkü bir daha benim yüzün başına birşey gelmesini kaldıramam...
SİNAN: saçmalama Nisan... bak benim başıma birşey gelmedi... (hafif bir sesle ve sağ elini Nisan'ın saçına götürerek) buradayım bak senin yanındayım...
NİSAN: (Sinan'ın saçlarına dokunmasını izin vermeyerek) yapma... anlamıyorsun değil mi?! beni kurtarmak isterken sen boğulabilirdin... bunun bir daha başına gelmemesi için gitmek istiyorum... (gözleri dolarak) benim yüzümden başına gelmedik kalmadı... ve kalmıyor... bir gün ciddi anlamda başına benim yüzümden birşey gelirse emin ol yaşayamam... o yüzden bırak beni gideyim...
Nisan bunun üzerine odadan çıkıp salona gidecekken Sinan sağ Eli ile Nisan'ın sol Kolunu tutar ve Aşk dolu Hislerle bakar bir süre Nisansa o bakışlara şaşkınlıkla, sevgi ile üzgünlükle karşılık verir önce. Sonra da başını eyer yere doğru ve Sinan da Nisan kendisinden gözlerini kaçırır kaçırmaz Elini Nisan'ın Kolundan Eline doğru sürdürür...
SİNAN: (Nisan'ın Kolunu tutarak Hafif bir sesle) Gitme!!! Gitme Nisan!!! (Elini Nisan'ın kolundan aşaağa doğru sürdürerek ve Nisan'ın Elini tutarak hafif bir sesle) Seni Seviyorum... Seniii çok Seviyorum Nisan...
Nisan artık kararlı iken Kararsızlığa düşer ve ne yapacağını bilemez ve başını kaldırdığı an boş Salonu görerek sorduğu ilk Mobilyaların nerede olduğu olur Sinan buna bozulur ve tam bağıracakken içten içe kendine kızar. ve Nisan'a Depo tutuğunu ve Eşyalarını oraya koydurduğunu söyler.
NİSAN: (başını kaldırarak) Eşyalarım nerede?!
SİNAN: (sesi yükselerek) BU (Dış sesle Kendine kızar) Sinan Sen ne yapıyorsun?! Kızı Sevdiğine tam ikna edecekken ve gönlünü alacakken bağırmakta neyin nesi?! (hafif sesle Nisan'a) bu mu söyleyeceğin ilk şey?!... Depo tutum Eşyaların Orada sen beni aff edene kadar da orada kalacaklar...
Nisan bu kes de Anahtarlarını ve cep telefonu'nu arar ve bulamaz Sinan da bunu anlayarak Nisan çaktırmadan güler. fakat Sinan bir ara kendini ele verir.
NİSAN: (kendi kendine) nerede bu Cep Telefon'u? nerede bu Anahtarlar? (Sinan'ın gülüğünü görerek) Sen ne gülüyorsun? yoksa biliyor musun nerede olduklarını...?
SİNAN: (anlını kırıştırarak, gülerek ve sağ Eli ile çenesini tutarak ve gözlerini sağ tarafa kaydırarak ve başını da hafif sağa eyerek) Abidin aldı... kapı yı da üzerimize kilitledi
NİSAN: (şaşırarak) hayır ya!!! yalan söylüyorsun değil?
SİNAN: hayır söylemiyorum... istersen Kapı yı açmaya dene!...
NİSAN: (Kapı yı açmaya çalışarak) hayır ya olamaz
SİNAN: (Gülerek ve şarkının nakaratını söyleyerek) olur olur!!! bal gibi olur... Kalblerimiz yollarını bulur... olur olur!!! bal gibi olur... akan sular sularda durur...
NİSAN: (bozularak) dalga mı geçiyorsun sen?!
SİNAN: (gülerek) Dalga Deniz de olur Sevgilim! yada Senin Saçlarında... dalga geçmek isteyeceksem de bunu ancak parmaklarımı saçlarından geçirerek yaparım...
bu durum'a Sinirleri bozulan Nisan gülmeye başlar buna Sevinen Sinan'ın mutluluğu ise çok sürmez çünkü Nisan ne yaptığını düşünerek Ciddileşmiştir bir anda.
SİNAN: (Mutlu olarak) gülmen ne güzel... özlemişim...
NİSAN: (Gülmesi giderek ve ciddileşerek dış ses) ben ne yapıyorum ya (Sinan bakarak) Cep Telefonu'nu versene...
SİNAN: ne yapıcaksın telefonumla?
NİSAN:ne mi yapıcağım?
SİNAN: evet ne yapacaksın?!
NİSAN: Elbette Çilingir çağıracağım
SİNAN: (Gülerek) bunu bildiğim için evde bıraktım...
NİSAN: (sinirlenerek) unuttun Galiba? biz Doktoruz! ya Acil bir şey olursa?
SİNAN: Ayla'dan ikimizin adına izin aldım hem cep telefonum Ayla da... Hem ben acıktım sen Acıkmadın mı?!
Nisan sinirlendiği için Sinan'a bozuk çalarak acıkmadığını söylese de acıkmıştır aslında Sinan da buna inanmaz...
NİSAN: (bozularak) hayır aç değilim...
SİNAN: (İnanmayarak ve gülerek) hı hııı tabii tabii... tabii aç değilsin... ben yine de yemek yapacağım
der ve Sinan yemek yapmaya başlar Nisan da Sinan'ın yanında bulunmamak için odasına gider
ve yatağında uzanır ve bir süre sonra uyuya kalır Sinansa Nisan'ın bu kadar uzun süre sessiz kaldığına şaşırarak odasına gider ve uyuyan Nisan'ın üstünü örter ardından saçlarını okşayıp yanağından öper sonra da kendi için yastık, pike falan alır. çünkü olur da Nisan yanında yatmasına izin vermezse yerde yatmayı planlamıştır ve zaten daha önce olduğu gibi Nisan'ın yanında yatabilmeyi planladığı için Koltuklarını da Depo ya yollatmıştır. ve ardından yerde romantik bir sofra kurarak.
Nisan'ın da koku ya uyanmasını sağlar... ve karnı aç olan Nisan koku ya uyanır uyanmaz baş ucunda ki gül yaprakların ve bir tane yatan gül'ü, Bir Elbise ve bir çift topuklu ayakkabı bulur ve yanında ki notu okur gül'ü koklarken
not da Şöyle yazmaktadır:
SEN BENİM HERŞEYİMDEN ÖTE HAYATIMIN TAA KENDİSİSİN BU GECE AFF ETMESENDE SEN BENİ AFF EDENE KADAR ELİMDEN GELİNİ YAPACAĞIM
ŞUNU BİLMEN GEREK Kİ BEN SENSİZ BUNDAN SONRA OLAMAM ÇÜNKÜ SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM...
HA BİR DE UNUTMADAN SENİN İÇİN ALDIĞIM BU ELBİSE Yİ VE AYAKKBAILARI LÜTFEN GİYER MİSİN? SENİ GERÇEKTEN ÇOK SEVİYORUM...
SİNAN
Nisan Elbise yi ve Topuklu Ayakkabıları giyer ve saçına başına çeki düzen verir ve ardından
Nisan yerde Gül yapraklarından, Gülerden ve mumlardan yapılı yolu ve yerde bir not daha bulur.
ve not da şöyle yazar...
SEVGİLİM YERDE Kİ GÜLLERİ TOPLAR MISIN? SENİ ÇOK SEVİYORUM...
SİNAN
Nisan her bir Gül'ü toplayarak Salona gider Sinan bu arada Nisan için sakladığı yüzüğü Son Gül'ün dalından Geçirmiştir ve bu sebeple güleri toplamasını istemiştir... ve Nisan Gül'ün Dalında ki yüzüğü görmese de son Gül'ü alacakken yerden Dengesini kaybeder ve tam başını Duvarın sivri kenarına vuracakken Sinan yetişir ve yaralı olan Sağ Elini araya koyarak Nisan'ın başını Eline vurmasını sağlar ve bunu yaparken aynı zaman da düşmesini de Engeller.
SİNAN: (canı acısa da Nisan'a sevencen bakarak) iyi misin?
NİSAN: ( Sinan'ın bu romantizmin de eriyerek) iyiyim! sen iyi misin?
SİNAN: Değilim...
NİSAN: kusura bakma benim yüzümden elin acıdı...
SİNAN: (Elini çekerek) Seni yüzünden acıyan yerim Elim değil... (Elini kendi Kalbinin üstüne koyarak) Senin yüzünden Kalbim acıyor sadece...
NİSAN: (Sinan'ın Elini görerek) Eline ne oldu...?
SİNAN: Hiç!!!
NİSAN: Nasıl hiç O? ne oldu Eline anlatsana yoksa Beyninin içini acıtana kadar sorarım...
SİNAN: (Gülerek) yaparsın bilirim...
NİSAN: O zaman anlat...
SİNAN: Aylanın Odasında söylediklerini duyduktan sonra ve sen çıktıktan sonra Seni üzüp kırdığım için ve gitmek istemene sebep olduğum için Kendime kızarak duvarı yumrukladım...
NİSAN: (Üzülerek) işte bu yüzden benim gitmem gerek çünkü ben burada olduğum sürece sen hep sinirli biri olacaksın... ve başına gelmedik kalmayacak...
bunun üzerine Sinan Nisan'ı köşe ye sıkıştırıp ve Ellerini duvar'a dayayıp çıkışını engeller ve Nisan'in gözlerin'in içine içine bakar ve dudağından öpecek gibi Nisan'a yaklaşır Nisanda gözlerini yumarak öpmesini bekler Sinansa onun yerine Nisan'ın kulağına birşey fısıldar...
SİNAN: (fısıldayarak) Merak etme Öpmeyeceğim... şimdi şu son Gül'ü alır mısın yerden...?
NİSAN: (şaşırarak) Tamam...
Sinan ardından kollarını çeker ve Nisan Gül'e doğru yürüyüp hemen ardından son Gül'ü de alır Eline ve o sıra da Sinan radyo yu açar ve şans budur ki Pervan'e Şarkısı başlar Radyo da ve Nisan'ın Eline aldığı son Gül'ün dalından Eline Yüzüğün düşmesine şaşıran Nisan tekrar sendeler ve bunu gören Sinan Nisan'ı tutar ve Nisan Gül'ü tutarken Nisanla Şarkı eşiğinden Dans eder ve artık bir evlenme teklifi yapacaktır.
SİNAN: Yüzüğü Sana saklamaya karar verdim en baştan beri yüzük bende idi o Gece öyle kötü bitmeseydi O Gece yapacktım bu Teklifi... Seni senin gitmeni istemeyecek kadar çok Seviyorum ve bu yüzden bir Ömür boyu yanımda olmanı istiyorum... ve bunun için herşey yaparım bir Ömür boyu bile beklerim... Ama önce soru yu sorayım... Nisan benim Eşim, Çocuklarımın Annesi olur musun? yani Benimle Evlenir misin?
Nisan bunun artık ne söylemesi gerektiğini gerçekten bilemez ve bir cevap veremez buna bozulur Sinan.
SİNAN: (bozularak) Birşey söylemeyecekmisin?
NİSAN: (şaşkın ve ne söylemesi gerektiğini bilemeden) İnan seni üzüp kırmak için söylemiyorum ama ne söylemem gerektiğini bilmiyorum... bir az düşünmem gerek... bu zamanı bana verebilir misin?
SİNAN: Elbette veririm... hadi yemeğe oturalım artık...
Nisan ve Sinan konuşma sonrası Yemek yerler ve bu süre içinde konuştukları duyulmaz çünkü müzik çalıyordur fon olarak. Ama çok eğleniyorlardır bu gülmelerinden bellidir ve böyle bir süre sonra sofra yı birlikte toplarlar ve ardından uykuları gelir ve bu esna da Kolpadan Beni Aşka İnandır adlı şarkı çalar fon müzik olarak ve Nisan odasına giderken yatmak için Sinan da Salon da yere Pikeleri örtüleri örtüp üzerine uzanır ve Sinan da Nisan da bir birilerini düşünüp uyuyacakken Nisan'ın aklına Sinan nerede uyuduğu gelir aklına ve merak ederek böylece yatağından kalkıp salona gider ve Sinan'ın yerde yatığını görünce şaşırır. ve yanına çökerek Sinan'ın uyuduğunu sanarak saçlarını okşar bu durum hoşuna gittiği için Sinan tepki vermeden Nisan'ın okşamasına izin verir ve Nisan konuşmaya başlar.
NİSAN: (Sinan'ın yanına çöker ve Sinan'ın sesi titreyerek saçlarını okşayarak) Sinan seni senin düşünebileceğinden çok seviyorum. şuan da bile sen burada uyurken sırtın ağrıyacak diye benim Canım acıyor... (ağlayarak) keşke hiç bu son olan yaşanmasaydı da sana dokunurken sana benim yüzümden birşey olacak diye korkmadan tutabilseydim elinden. Seni kaybetmekten öyle korkuyorum ki bilemezsin. biliyorum benim gitmem yine seni kaybetmem demek... ama Hayatta olman benle bir Hayat kurmandan çok daha değerli benim için bunu bir anlasan keşke...
Sinan bu konuşma sonrası Gözlerini açar... ve Nisanla konuşmaya başlar Sinan'ın uyuduğunu sanan Nisan şaşırır
SİNAN: (gözlerini açarak ve oturarak) Anlıyorum ama sen anlmıyorsun be Aşkım... sen gidersen ben zaten öleceğim... belki fisiksel ölmem ama ruhen ve kalben öleceğim çünkü sen aklımı, ruhumu ve Kalbim'i sen yanına alıp gidersin aynısı senin içinde geçerli olacak yani eğer ki gidersen Senin de aklın, ruhun ve Kalbim bende bende bırakarak gidersin bu da zaten ölmemiz demek oluyor... (Nisan'ın Göz yaşlarını silerek) işte ben bunu engellemeye çalışıyorum Bir tanem...
NİSAN: (şaşırarak) Ama???!!! ama???!!! ama???!!!
SİNAN: (Üzgün ama ciddi hafif bir sesle) ya birlikte bir Hayat kururuz ve Mutlu bir Ömür'ü el ele yaşarız ya da sen gidersin ve ikimiz de mutsuz olarak ölürüz... sen seç...
NİSAN: (Sinan'a sarılarak) tamam bunların devamını yarın konuşuz... şimdi uyuyalım...
SİNAN: (yere uzanmak isterken) tamam hadi yatalım...
NİSAN:(şaşırarak) ne yapıyorsun?
SİNAN: yatıyorum...
NİSAN: olmaz burada yatamazsın... benimle odamda yatakta uyursun... daha önce uyumuştuk zaten aynı yatakta o yüzdün şimdi de uyuyabiliriz...
SİNAN: Emin misin bunu yapmak istediğinden?
NİSAN: (Sinan'ı elinden çekiştirerek)Evet... eminim...
SİNAN: Peki o zaman...

bu konuşma sonrasında yatak odasına giderler ve birbirilerine sırtlarını dönerek uzanırlar.
Ve Sinan dayanamayıp bir soru sorur.
SİNAN: Nisan?!
NİSAN: efendim Sinan?!
SİNAN: Aff ettin mi beni?
NİSAN: Evet ettim...
SİNAN: Çok sağ ol...
NİSAN: Ve bir daha evet...
SİNAN: neye evet...
NİSAN: Dans ederken sorduğun soru ya evet Sinan... seninle evlenirim...
Sinan buna çok sevinir ve Yüzünü Yatağın iç tarafına döner ve Nisan'ın kolundan tutar ve ona yüzünü dönmesini söyler. bunu istemiştir çünkü Sinan yüzüğü yatarken bile yanında taşıyordur.
SİNAN: Canım Lütfen döner misin bana?
NİSAN: (dönerken ve ağlayarak) Seni çok seviyorum...
SİNAN: (yüzüğü takmak isterken) öyle ise neden ağlıyorsun?.
NİSAN: Mutluluktan...
SİNAN: (Yüzüğü takarak) bende çok Mutluyum... (Nisan'a sarılarak) artık çok daha Mutluyum...
bunun üzerine Sinan ve Nisan kısa süre sonra öpüşler...
SİNAN: Mutluyum çünkü Sen Karım olacaksın...
bunun ardından Sinan ve Nisan önce birbirilerini saatlerce izlerler sonra da Sinan önce uyu ya kalan ve uyku arası sırtını dönen Nisan'a arkasından sarılarak ve Nisan'ın ten ve Saçların'ın kokularını duyarak uyur...
NİSAN: (kırgın ve üzgün) Abidin ben bir karar aldım...
ABİDİN: neymiş o Kankim...
NİSAN: (kırgın ve üzgün) o Pislik Hazır yakalanmışken İzmire Annemin yanına döneyim diyorum...
ABİDİN: Sinan Hoca ne olacak peki Kankim?!..
NİSAN: O artık beni sevmiyor ki!...
ABİDİN: Emin misin?!
NİSAN: (üzülerek) evet! eminim!...
ABİDİN: gidip döveyim mi onu...
NİSAN: (bağırarak) AY SAÇMALAMA ABİDİN... NE DÖVMESİ?!...
ABİDİN: peki Kanki sen nasıl istersen...
NİSAN: ha bu arada bu... bu evi boşaltmam demek oluyor... kendine bir yer bulsan iyi edersin...
ABİDİN: Sen ciddisin...
NİSAN: (Üzülerek) elbette ciddiyim...
Sinansa evindedir ve halen ne yapması gerekkeni düşünüyordur evin içinde deli danalar gibi dolaşıp düşünüyordur ki Ayla ya gına gelmiştir evin içinde dolanmasından...
AYLA: ya Sinan artık bir durup otursan diyorum...
SİNAN: ya sus bir abla da düşünüyorum...
AYLA: konu yu alayım...
SİNAN: (anlamayarak) efendim...
AYLA: böyle kara kara düşünüp deli danalar gibi dolaşmana sebep ne diyorum...?!
SİNAN: konu Nisan ve Ben... başka ne olacak?!...
AYLA: orası belli de konu yu biraz açalım...
SİNAN: ya Nisan ileşdikten sonra ona neden anlatmadığını sorayim dedim...
AYLA: ki Senin de bu Kız'a birşey söyleme biçimin genel de acımasız oluyor...
SİNAN: ya ablaaaa!!!!
AYLA: ya yalan mı?! sende kız'a sorayım derken kızı kırdın ki birbirinizin yoluna 2 haftadır çıkmıyorsunuz!!! ve o ya benim ya Berzan'ın yada başka başka Doktorların Asistanlığını yapıyor... ve ikiniz de çok mutsuzsunuz...
SİNAN: (canı sıkılarak) ya Ablaaa!!!!
AYLA: tamam... tamaaammm... sustum...
14. Sahne Hastane'nin her yeri ve Ayla'nın odası/iç mekan Gündüz
Ertesi Gün olur... ve Nisan yazdığı tahin dilekçesini Ayla'nın Masasına bırakır bunu Odasına girip bunu okuyan Ayla önce çok şaşırır sonra durum'a üzülür ve ardından Sinan'a öfkelenir ve Sinan'a hesap sormaya koşar...
AYLA: (öfkelenerek Bağırır) SİİİNNNAAANNNN...!!!
SİNAN: (şaşırarak arkasını dönerek) Efendim Abla...?!
buna herkes gibi Berzan da şaşırır... ve Ayla'nın yanına gider...
BERZAN: (şaşırarak) Ayla ne oluyor?!... neden bu kadar hiddetlisin?!...
AYLA: (bağırarak) SEN KARIŞMA... (Sinan'a bakarak) artık için rahatlasın Kız gidiyor...
BERZAN: hangi Kız?!...
SİNAN: (şaşırarak) Nisan mı?!
AYLA: (bağırarak) EVET YA NİSAN...
SİNAN: nereye gidiyor...
AYLA: Kızı nasıl kırdıysan Kız İzmir'e tahini'ni istemiş...
SİNAN: (şaşırarak) ne?! ne gitmesi...
AYLA: al işte bu da Dilekçesi...
SİNAN: (şaşırarak) şaka!!! şaka değil mi?!...
AYLA: (dalga geçerek ve bağırarak) HE HE!!! ŞAKA!!! ŞAKA!!! CANIM KARDEŞİM SENİ GERÇEKTEN SEVEN KIZ, SENİN SEVDİĞİN KADIN GİDİYOR... SANA DİYORUM Kİ ELİMDE KIZIN TAHİNİ'Nİ İSTEDİĞİ BELGE VAR... AL OKU...
Sinan bunun üzerine Ayladan Dilekçe yi alıp okur... ve şöyle yazmaktadır... Ben Asistan Doktor Nisan Sönmez özel sebeplerden dolayı Memleketim İzmir'e tahinimi isterim... imza Asistan Doktor Nisan Sönmez... Sinan bunları okuduktan sonra dilekçe yi Ayla ya verir ve verir vermez Nisan bulundukları noktadan geçerken Sinan la Nisan göz göze gelirler ve Sinan Nisan'ın kırgınlığını yüzünden okur... ve yanına gidecekken Ayla Nisan'ı yanına çekip konuşmak için odasına götürür ve kapı yı Nisan'a çaktırmadan Kapı yı aralık bırakarak Sinan'ın kendisine gelmesi için dinlemesini sağlar...
AYLA: şimdi bana Arkadaşım gerçek sebebini söylesin... neden gitmek istiyorsun... gerçeği söyle...
NİSAN: (üzgün) anlatacak birşey yok aslında...
AYLA: Hadi Nisan dürüst ol neden gitmek istiyorsun...
NİSAN: (üzülerek) ne diyeyim ki?! yada ne demiyeyim?!...
AYLA: sadece gerçeği söylemen yeter...
O sıra da Sinan aralıktan onları ve özellikle de Nisan'a bakarak dinler...
![]() |

NİSAN: (sesi titreyerek) Gitmek istiyorum çünkü Kimse'nin yüzüne bakamıyorum...
özellikle de Sevdiğim adamın Sinan'ın yüzüne bakamıyorum... o Ona anlatamadığım için kızgın bana kendince de haklı... ama bilmiyor ki ne yaptıysam Seni, Ailem'i, Onu korumak için yaptım yani tüm Sevdiklerim'i korumak için sustum... Gitmek istiyorum çünkü Sinan artık beni sevmiyor ve ben artık bunu bilerek ve his ederek burada duramam... Gitmek istiyorum çünkü Sinan'ı öyle çok Seviyorum ki giderek Sinan'ı kendimden bile korumak istiyorum... Gitmek istiyorum çünkü Sinan'ı öyle çok seviyorum ki Mutlu olsun istiyorum bu bensiz mutlu olacaksa olsunda demek...
bunları duyan Sinan acı çekercesine Sırtını duvara dayayarak gözlerini sıkı yumarak ve ellerini yumruk yaparak ben ne yaptım bu kıza nasıl bu kadar kör olupta üzebildim diye düşünür...
SİNAN: (sessizce kendi kendine söylenerek) bu kız zaten yeterince üzülmüş suçluluk duymuş... Ben nasıl bu kadar kör olup Sevdiğim Kadını bu kadar kırabildim? Ah Sinan sen ne yaptın? bak Sevdiğin Kadın onu nasıl kıydıysan senin yüzünden gitme kararı almış...
AYLA: ( bu kadarını duymayı ummarak) peki gitmek te gerçekten bu kadar emin misin?!...
NİSAN: (sesi titreyerek) evet eşyaları toplamaya başladım bile... Abidin de yardım ediyor hızla biter umarım toplanmam...
Sinan Bunu tekrar Nisan'ı izleyerek dinler ve üzüldüğü için de tekrar aynı tepki yi verir... yani tekrar Sırtını Duvara dayayarak Acı çekercesine Gözlerini yumup ellerini yumruk yapar...
AYLA: ne söylemem gerektiğini inan bilmiyorum Nisan...
NİSAN: deme de zaten... ben çıkayım artık...
diyip çıkan Nisan Sinan'ı görmeden hızla yanından geçer derken Sinan Sağ Eli ile duvarı yumuruklar... ve bunun üzerine Ayla gelir
AYLA: duydun mu?!...
SİNAN: (üzülerek) evet duydum Abla...
AYLA: O halde ne duruyorsun koşsana
SİNAN: evet ya ne duruyorum ben...
o anda Ayla Sinan'ın elini fark eder... ve Sinan'ı durdurur...
AYLA: dur!!! dur!!!
SİNAN: ne oldu yine abla...?!
AYLA: (Sinan'ın elini alarak) eline ne yaptın sen?!...
SİNAN: (elini geri çekerek) yok birşey!!!
AYLA: gel bir pansuman yapayım...
SİNAN: gerek yok Abla...
AYLA: Bence kızın yanına böyle gitme...
SİNAN: niye?!...
AYLA: çünkü Nisan tüm ilgisini sana değil bir doktor olarak eline verir... o zaman konuşamazsınız... ondan...
SİNAN: haklısın galiba?!!!.... tamam o zaman bir an önce yapta gideyim...
bunun üzerinden pansuman yapılacak kadar zaman geçer... ve Sinan üzerinde önlüğü ve stesskopu ile arabasına koşar ve yol boyu kendi kendine Nisan'ın blöf yapıp yapmadığı hakında konuşur...
15-16 Sahne sokakta, yolda ve Nisan'ın evi/ dış mekan öğleden sonra Akşam üstü
sevgililik rolü oynamamışmıydı bu kız?! ama gerçi onda Ablamın katkısı daha büyüktü... hem ya blöf değilse? ve gerçekten gidiyorsa?! işte o zaman onu sonsuz'a kadar kaybederim... o zaman hadi Sinan gazla geç olmadan...
ve Sinan kendini böyle yol boyu kendini yerken... Nisan Abidin'in yardım ile evi toparlıyordur... o esna da Sinan'ın yolda aklına birşey gelir ve bunun için Abidinden yardım ister...
SİNAN: (Abidin'i arayarak) Alo Abidin bak şimdi yardımına ihtiyacım var
ABİDİN: (gülerek) Sende bu ara benden hep yardım istiyon Hocam
SİNAN: uzatma Abidin de dinle!!! öncelikle Nisan yanında mı?!
ABİDİN: hayır değil odasında...
SİNAN: tamam iyi o zaman... dinle şimdi... Nisan'ın cep telefonu'nu ve anahtarların tümünü al ve Nisan'ı da odasına kilitle
ABİDİN: ama o kilitli kalmaktan korkar ki...
SİNAN: biliyorum ama bu uzun sürmeyecek... dinle... sonra aşağada ki emlakçıya git... cam mekanı'nın da depo kıralama ilanı vardı git onu kirala ve Nisan'ın banyo mutfak ve yatak odası hariç salonda ki eşyaları yükle kamyonete ve depo ya götür... sonra ben gelince ben eve gireceğim ve sen ikimizi eve kilitleyip bana ineceksin ama bana Nisan'ın odasının ahatarını vereceksin... ve abidin başka bir yeri kilitleme sakın...
ABİDİN: iyide Hocam Depo'nun parası ne olacak...?
SİNAN: Emlakçı ya söyle ben gelir gelmez vereceğim...
ABİDİN: tamamdır Hocam...
Sinan Nisan'ın gitmesini engellemek için ve evden çıkamaması için önceden alış veriş yapmayı planlayıp alış verişe gitmiştir bu sırada Abidin talimatları yerine getiriyordur ve öncelikle Nisan'ı oda ya kilitler... bundan panikleyen Nisan Abidin'e seslenir...
NİSAN: (bağırarak) ABİDİN AÇ KAPI YI...
ABİDİN: (bağırarak) AÇAMAM KANKİ...
NİSAN: NEDENMİŞ O?
ABİDİN: KİMSE GİTMENİ İSTEMİYOR
NİSAN: MESELA KİM...?
ABİDİN: MESELA BEN!!! MESELA SİNAN HOCAM...
NİSAN: ATMA!!! ATMA!!!
Sinan son olarak emlakçı ya para vererek... yukarı çıkmıştır ve hamallar eşyalar dediği gibi kamyonete taşıyordur ki son eşyalarda evden çıkmıştır evden ve Sinan önce kendi evine de uğrayıp üstüne bir kaç birşey alır ve son olarak cebinden Ayla yı arayıp Nisan ve kendi için izin ister ve cep telefonunu evde bırakır...
SİNAN: alo abla...!!!
AYLA: efendim Sinan...
SİNAN: ya abla ben bir plan yaptım kendimi Nisan'a aff ettirmek için...
AYLA: iyi güzel neymiş o?
SİNAN: Öncelikle Abidin Nisan'ın cep telefonu'nu alıp ve tüm anahtarları toplayıp bizi Nisan'ın evine kilitleyip biz de seninle kalacak bu arada ben cep telefonumu da evde bırakıyorum acil birşey olursa gelir kapıdabn söyle çünkü ben Nisan kaçmaması için herşey düşünmek sorunda kaldım yani cep telefonu ile yardım istemesini ve çilingir çağıra bilmesini de düşündüm interneti de yok...
AYLA: peki kaç gün olsun izinleriniz?
SİNAN: 3-5 gün işte Sen ayarla birşeyler...
AYLA: tamam peki Sinancığım...
Sinan bu konuşma sonrası elinde ki torbalarla Nisan'ın evine gider ve Nisan'ın son dediğini duymuştur ve Abidin tam konuşacakken Sinan sözünü keser...
NİSAN: O ARTIK BENİ SEVMİYOR!!!...
ABİDİN: NASIL SEVMİYOR???... BUNU SİNAN...
NİSAN: BUNU SİNAN NE? SİNAN NE ABİDİN...?
SİNAN: (sakince) bunu yapmasını yani seni kilitlesini ben istedim ondan (Abidin'e bakarak sessizce) şimdi gidebilirsin...
ABİDİN: tamam Kanki...

SİNAN: seni nasıl Sevmiyorum...? Ben seni öyle bir Seviyorum ki şaşırırsın...
Sana birşey olacak diye öleceksin diye aklım gidiyordu...
NİSAN: seviyorsun öyle mi? sevmek bana göre ne biliyor musun?
SİNAN: evet biliyorum Ayla ya bugün anlattığında duydum... seni üzdüm hem de çok biliyorum... Ve gitme ki herşeyi telafi edebileyim...
NİSAN: hayır Sinan artık kalamam...
SİNAN: (üzgün) biliyorum bana kırgın olduğun için bunu söylüyorsun...
NİSAN: evet kırgınım... ama hayır sadece onun için söylemiyorum...
SİNAN: o zaman neden kalamazsın?
NİSAN: (üzgün ve ciddi) evet kırgınım... ve kalamam... ama bunun sadece sana kırgın olmamla yada seni sevmememle alakası yok... aksine... seni çok sevmemle alakası var... kalamam çünkü bir daha benim yüzün başına birşey gelmesini kaldıramam...
SİNAN: saçmalama Nisan... bak benim başıma birşey gelmedi... (hafif bir sesle ve sağ elini Nisan'ın saçına götürerek) buradayım bak senin yanındayım...
NİSAN: (Sinan'ın saçlarına dokunmasını izin vermeyerek) yapma... anlamıyorsun değil mi?! beni kurtarmak isterken sen boğulabilirdin... bunun bir daha başına gelmemesi için gitmek istiyorum... (gözleri dolarak) benim yüzümden başına gelmedik kalmadı... ve kalmıyor... bir gün ciddi anlamda başına benim yüzümden birşey gelirse emin ol yaşayamam... o yüzden bırak beni gideyim...
Nisan bunun üzerine odadan çıkıp salona gidecekken Sinan sağ Eli ile Nisan'ın sol Kolunu tutar ve Aşk dolu Hislerle bakar bir süre Nisansa o bakışlara şaşkınlıkla, sevgi ile üzgünlükle karşılık verir önce. Sonra da başını eyer yere doğru ve Sinan da Nisan kendisinden gözlerini kaçırır kaçırmaz Elini Nisan'ın Kolundan Eline doğru sürdürür...

Nisan artık kararlı iken Kararsızlığa düşer ve ne yapacağını bilemez ve başını kaldırdığı an boş Salonu görerek sorduğu ilk Mobilyaların nerede olduğu olur Sinan buna bozulur ve tam bağıracakken içten içe kendine kızar. ve Nisan'a Depo tutuğunu ve Eşyalarını oraya koydurduğunu söyler.
NİSAN: (başını kaldırarak) Eşyalarım nerede?!
SİNAN: (sesi yükselerek) BU (Dış sesle Kendine kızar) Sinan Sen ne yapıyorsun?! Kızı Sevdiğine tam ikna edecekken ve gönlünü alacakken bağırmakta neyin nesi?! (hafif sesle Nisan'a) bu mu söyleyeceğin ilk şey?!... Depo tutum Eşyaların Orada sen beni aff edene kadar da orada kalacaklar...
Nisan bu kes de Anahtarlarını ve cep telefonu'nu arar ve bulamaz Sinan da bunu anlayarak Nisan çaktırmadan güler. fakat Sinan bir ara kendini ele verir.
NİSAN: (kendi kendine) nerede bu Cep Telefon'u? nerede bu Anahtarlar? (Sinan'ın gülüğünü görerek) Sen ne gülüyorsun? yoksa biliyor musun nerede olduklarını...?

NİSAN: (şaşırarak) hayır ya!!! yalan söylüyorsun değil?
SİNAN: hayır söylemiyorum... istersen Kapı yı açmaya dene!...
NİSAN: (Kapı yı açmaya çalışarak) hayır ya olamaz
SİNAN: (Gülerek ve şarkının nakaratını söyleyerek) olur olur!!! bal gibi olur... Kalblerimiz yollarını bulur... olur olur!!! bal gibi olur... akan sular sularda durur...
NİSAN: (bozularak) dalga mı geçiyorsun sen?!
SİNAN: (gülerek) Dalga Deniz de olur Sevgilim! yada Senin Saçlarında... dalga geçmek isteyeceksem de bunu ancak parmaklarımı saçlarından geçirerek yaparım...
bu durum'a Sinirleri bozulan Nisan gülmeye başlar buna Sevinen Sinan'ın mutluluğu ise çok sürmez çünkü Nisan ne yaptığını düşünerek Ciddileşmiştir bir anda.
SİNAN: (Mutlu olarak) gülmen ne güzel... özlemişim...
NİSAN: (Gülmesi giderek ve ciddileşerek dış ses) ben ne yapıyorum ya (Sinan bakarak) Cep Telefonu'nu versene...
SİNAN: ne yapıcaksın telefonumla?
NİSAN:ne mi yapıcağım?
SİNAN: evet ne yapacaksın?!
NİSAN: Elbette Çilingir çağıracağım
SİNAN: (Gülerek) bunu bildiğim için evde bıraktım...
NİSAN: (sinirlenerek) unuttun Galiba? biz Doktoruz! ya Acil bir şey olursa?
SİNAN: Ayla'dan ikimizin adına izin aldım hem cep telefonum Ayla da... Hem ben acıktım sen Acıkmadın mı?!
Nisan sinirlendiği için Sinan'a bozuk çalarak acıkmadığını söylese de acıkmıştır aslında Sinan da buna inanmaz...
NİSAN: (bozularak) hayır aç değilim...
SİNAN: (İnanmayarak ve gülerek) hı hııı tabii tabii... tabii aç değilsin... ben yine de yemek yapacağım
der ve Sinan yemek yapmaya başlar Nisan da Sinan'ın yanında bulunmamak için odasına gider
ve yatağında uzanır ve bir süre sonra uyuya kalır Sinansa Nisan'ın bu kadar uzun süre sessiz kaldığına şaşırarak odasına gider ve uyuyan Nisan'ın üstünü örter ardından saçlarını okşayıp yanağından öper sonra da kendi için yastık, pike falan alır. çünkü olur da Nisan yanında yatmasına izin vermezse yerde yatmayı planlamıştır ve zaten daha önce olduğu gibi Nisan'ın yanında yatabilmeyi planladığı için Koltuklarını da Depo ya yollatmıştır. ve ardından yerde romantik bir sofra kurarak.
Nisan'ın da koku ya uyanmasını sağlar... ve karnı aç olan Nisan koku ya uyanır uyanmaz baş ucunda ki gül yaprakların ve bir tane yatan gül'ü, Bir Elbise ve bir çift topuklu ayakkabı bulur ve yanında ki notu okur gül'ü koklarken
not da Şöyle yazmaktadır:
SEN BENİM HERŞEYİMDEN ÖTE HAYATIMIN TAA KENDİSİSİN BU GECE AFF ETMESENDE SEN BENİ AFF EDENE KADAR ELİMDEN GELİNİ YAPACAĞIM
ŞUNU BİLMEN GEREK Kİ BEN SENSİZ BUNDAN SONRA OLAMAM ÇÜNKÜ SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM...
HA BİR DE UNUTMADAN SENİN İÇİN ALDIĞIM BU ELBİSE Yİ VE AYAKKBAILARI LÜTFEN GİYER MİSİN? SENİ GERÇEKTEN ÇOK SEVİYORUM...
SİNAN
Nisan Elbise yi ve Topuklu Ayakkabıları giyer ve saçına başına çeki düzen verir ve ardından
Nisan yerde Gül yapraklarından, Gülerden ve mumlardan yapılı yolu ve yerde bir not daha bulur.
ve not da şöyle yazar...
SEVGİLİM YERDE Kİ GÜLLERİ TOPLAR MISIN? SENİ ÇOK SEVİYORUM...
SİNAN
Nisan her bir Gül'ü toplayarak Salona gider Sinan bu arada Nisan için sakladığı yüzüğü Son Gül'ün dalından Geçirmiştir ve bu sebeple güleri toplamasını istemiştir... ve Nisan Gül'ün Dalında ki yüzüğü görmese de son Gül'ü alacakken yerden Dengesini kaybeder ve tam başını Duvarın sivri kenarına vuracakken Sinan yetişir ve yaralı olan Sağ Elini araya koyarak Nisan'ın başını Eline vurmasını sağlar ve bunu yaparken aynı zaman da düşmesini de Engeller.
SİNAN: (canı acısa da Nisan'a sevencen bakarak) iyi misin?
NİSAN: ( Sinan'ın bu romantizmin de eriyerek) iyiyim! sen iyi misin?
SİNAN: Değilim...
NİSAN: kusura bakma benim yüzümden elin acıdı...
SİNAN: (Elini çekerek) Seni yüzünden acıyan yerim Elim değil... (Elini kendi Kalbinin üstüne koyarak) Senin yüzünden Kalbim acıyor sadece...
NİSAN: (Sinan'ın Elini görerek) Eline ne oldu...?
SİNAN: Hiç!!!
NİSAN: Nasıl hiç O? ne oldu Eline anlatsana yoksa Beyninin içini acıtana kadar sorarım...
SİNAN: (Gülerek) yaparsın bilirim...
NİSAN: O zaman anlat...
SİNAN: Aylanın Odasında söylediklerini duyduktan sonra ve sen çıktıktan sonra Seni üzüp kırdığım için ve gitmek istemene sebep olduğum için Kendime kızarak duvarı yumrukladım...
NİSAN: (Üzülerek) işte bu yüzden benim gitmem gerek çünkü ben burada olduğum sürece sen hep sinirli biri olacaksın... ve başına gelmedik kalmayacak...
bunun üzerine Sinan Nisan'ı köşe ye sıkıştırıp ve Ellerini duvar'a dayayıp çıkışını engeller ve Nisan'in gözlerin'in içine içine bakar ve dudağından öpecek gibi Nisan'a yaklaşır Nisanda gözlerini yumarak öpmesini bekler Sinansa onun yerine Nisan'ın kulağına birşey fısıldar...
SİNAN: (fısıldayarak) Merak etme Öpmeyeceğim... şimdi şu son Gül'ü alır mısın yerden...?
NİSAN: (şaşırarak) Tamam...
Sinan ardından kollarını çeker ve Nisan Gül'e doğru yürüyüp hemen ardından son Gül'ü de alır Eline ve o sıra da Sinan radyo yu açar ve şans budur ki Pervan'e Şarkısı başlar Radyo da ve Nisan'ın Eline aldığı son Gül'ün dalından Eline Yüzüğün düşmesine şaşıran Nisan tekrar sendeler ve bunu gören Sinan Nisan'ı tutar ve Nisan Gül'ü tutarken Nisanla Şarkı eşiğinden Dans eder ve artık bir evlenme teklifi yapacaktır.
SİNAN: Yüzüğü Sana saklamaya karar verdim en baştan beri yüzük bende idi o Gece öyle kötü bitmeseydi O Gece yapacktım bu Teklifi... Seni senin gitmeni istemeyecek kadar çok Seviyorum ve bu yüzden bir Ömür boyu yanımda olmanı istiyorum... ve bunun için herşey yaparım bir Ömür boyu bile beklerim... Ama önce soru yu sorayım... Nisan benim Eşim, Çocuklarımın Annesi olur musun? yani Benimle Evlenir misin?
Nisan bunun artık ne söylemesi gerektiğini gerçekten bilemez ve bir cevap veremez buna bozulur Sinan.
SİNAN: (bozularak) Birşey söylemeyecekmisin?
NİSAN: (şaşkın ve ne söylemesi gerektiğini bilemeden) İnan seni üzüp kırmak için söylemiyorum ama ne söylemem gerektiğini bilmiyorum... bir az düşünmem gerek... bu zamanı bana verebilir misin?
SİNAN: Elbette veririm... hadi yemeğe oturalım artık...
Nisan ve Sinan konuşma sonrası Yemek yerler ve bu süre içinde konuştukları duyulmaz çünkü müzik çalıyordur fon olarak. Ama çok eğleniyorlardır bu gülmelerinden bellidir ve böyle bir süre sonra sofra yı birlikte toplarlar ve ardından uykuları gelir ve bu esna da Kolpadan Beni Aşka İnandır adlı şarkı çalar fon müzik olarak ve Nisan odasına giderken yatmak için Sinan da Salon da yere Pikeleri örtüleri örtüp üzerine uzanır ve Sinan da Nisan da bir birilerini düşünüp uyuyacakken Nisan'ın aklına Sinan nerede uyuduğu gelir aklına ve merak ederek böylece yatağından kalkıp salona gider ve Sinan'ın yerde yatığını görünce şaşırır. ve yanına çökerek Sinan'ın uyuduğunu sanarak saçlarını okşar bu durum hoşuna gittiği için Sinan tepki vermeden Nisan'ın okşamasına izin verir ve Nisan konuşmaya başlar.
NİSAN: (Sinan'ın yanına çöker ve Sinan'ın sesi titreyerek saçlarını okşayarak) Sinan seni senin düşünebileceğinden çok seviyorum. şuan da bile sen burada uyurken sırtın ağrıyacak diye benim Canım acıyor... (ağlayarak) keşke hiç bu son olan yaşanmasaydı da sana dokunurken sana benim yüzümden birşey olacak diye korkmadan tutabilseydim elinden. Seni kaybetmekten öyle korkuyorum ki bilemezsin. biliyorum benim gitmem yine seni kaybetmem demek... ama Hayatta olman benle bir Hayat kurmandan çok daha değerli benim için bunu bir anlasan keşke...
Sinan bu konuşma sonrası Gözlerini açar... ve Nisanla konuşmaya başlar Sinan'ın uyuduğunu sanan Nisan şaşırır
SİNAN: (gözlerini açarak ve oturarak) Anlıyorum ama sen anlmıyorsun be Aşkım... sen gidersen ben zaten öleceğim... belki fisiksel ölmem ama ruhen ve kalben öleceğim çünkü sen aklımı, ruhumu ve Kalbim'i sen yanına alıp gidersin aynısı senin içinde geçerli olacak yani eğer ki gidersen Senin de aklın, ruhun ve Kalbim bende bende bırakarak gidersin bu da zaten ölmemiz demek oluyor... (Nisan'ın Göz yaşlarını silerek) işte ben bunu engellemeye çalışıyorum Bir tanem...
NİSAN: (şaşırarak) Ama???!!! ama???!!! ama???!!!
SİNAN: (Üzgün ama ciddi hafif bir sesle) ya birlikte bir Hayat kururuz ve Mutlu bir Ömür'ü el ele yaşarız ya da sen gidersin ve ikimiz de mutsuz olarak ölürüz... sen seç...
NİSAN: (Sinan'a sarılarak) tamam bunların devamını yarın konuşuz... şimdi uyuyalım...
SİNAN: (yere uzanmak isterken) tamam hadi yatalım...
NİSAN:(şaşırarak) ne yapıyorsun?
SİNAN: yatıyorum...
NİSAN: olmaz burada yatamazsın... benimle odamda yatakta uyursun... daha önce uyumuştuk zaten aynı yatakta o yüzdün şimdi de uyuyabiliriz...
SİNAN: Emin misin bunu yapmak istediğinden?
NİSAN: (Sinan'ı elinden çekiştirerek)Evet... eminim...
SİNAN: Peki o zaman...

bu konuşma sonrasında yatak odasına giderler ve birbirilerine sırtlarını dönerek uzanırlar.
Ve Sinan dayanamayıp bir soru sorur.
SİNAN: Nisan?!
NİSAN: efendim Sinan?!
SİNAN: Aff ettin mi beni?
NİSAN: Evet ettim...
SİNAN: Çok sağ ol...
NİSAN: Ve bir daha evet...
SİNAN: neye evet...
NİSAN: Dans ederken sorduğun soru ya evet Sinan... seninle evlenirim...
Sinan buna çok sevinir ve Yüzünü Yatağın iç tarafına döner ve Nisan'ın kolundan tutar ve ona yüzünü dönmesini söyler. bunu istemiştir çünkü Sinan yüzüğü yatarken bile yanında taşıyordur.
SİNAN: Canım Lütfen döner misin bana?
NİSAN: (dönerken ve ağlayarak) Seni çok seviyorum...
SİNAN: (yüzüğü takmak isterken) öyle ise neden ağlıyorsun?.
NİSAN: Mutluluktan...
SİNAN: (Yüzüğü takarak) bende çok Mutluyum... (Nisan'a sarılarak) artık çok daha Mutluyum...
bunun üzerine Sinan ve Nisan kısa süre sonra öpüşler...
SİNAN: Mutluyum çünkü Sen Karım olacaksın...
bunun ardından Sinan ve Nisan önce birbirilerini saatlerce izlerler sonra da Sinan önce uyu ya kalan ve uyku arası sırtını dönen Nisan'a arkasından sarılarak ve Nisan'ın ten ve Saçların'ın kokularını duyarak uyur...
ve Bölüm biter.
umarım beğenerek okumuşsunuzdur.
Zelal Elif Aslıoğlu
:) ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder